Yanlızlık: Kimi olmadan, bir dünya içinde yalnız ve sessizce kaybolmak…
Ünlü Hikayeci Sait Faik Abasıyanık’ın Hayatı: Yalnız hatta Yapayalnız
Ünlü büyük hikayeci Sait Faik Abasıyanık’ın hayatıyla ilgili bir biyografik roman, Hürriyet’ten tanıdığımız Özlem Esmergül tarafından kaleme alınmış. Türk edebiyatına pek hakim olmasam da, kırklı, ellili yıllarda kıtlığın ve yasakların kol gezdiği Babıali yokuşunda birçok yazarın adını duymuştum. Sait Faik Abasıyanık da beğendiğim bir hikayeci olarak dikkatimi çekiyordu.
Geçen yıl Burgaz Adası’ndaki müzeye çevrilen evini ziyaret etmiş, iskeledeki heykeli önünde hatıra resmi çektirmiştim. Sait Faik’in kendine has tarzıyla, sarı kağıtlara kurşun kalemle yazdığı hikayelerini Kalepazankaya’dan denizi seyrettiğini düşünürken, adını duyduğum iki isim dikkatimi çekti: ressam Agop Arad ve Yeditepe Yayınevi’nin sahibi Hüsamettin Bozok. İkisi de babamın yakın dostlarıydı.
Savaş yıllarında yaşanan yoksulluk, ekmek karneyle dağıtıldığı, sivil polislerin yazarların peşine takıldığı, sıkıyönetim mahkemelerinin acımasız kararları ve kalemlerine vatan sevgisiyle sarılan büyük edebiyatçıların zorlu yaşamları… Başlarında da Sait Faik. “Yalnız hatta Yapayalnız” kitabında ise kimler yok ki! Yaşar Nabi, Orhan Veli, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Burhan Arpad, Suavi Koşer, Abidin Dino, Tevhit Bilge, Ömer Faruk Toprak, Aziz Nesin, Oktay Akbal, Ara Güler, Rifat Ilgaz, Özdemir Asaf, Mina Urgan, Yaşar Kemal ve daha nice değerli isimler bu kitapta yer alıyor. Tabii ki kitapta tüm bu aydınların buluşma noktaları da anlatılıyor. Ünlü Meserret Pastanesi başta olmak üzere Beyoğlu’ndaki birçok Rum meyhanesi ve gazino…
Romanın ana kahramanı Sait Faik Abasıyanık’a dönersek, o kısa ömründe yaşadığı birçok olayı sığdırmış. Kitabın arka kapağında şöyle yazıyor: “Yalnız hatta Yapayalnız. Büyük hikayeci Sait Faik Abasıyanık’ın sıkıyönetim mahkemeleriyle, sivil polislerle, ucuz Rum kızlarıyla, büyük aşklarla, derin yalnızlıklarla, meyhane masalarıyla, kıraathanelerle, arka sokaklarla, denizle, martılarla, balıkçılarla, sigara dumanıyla, hayal kırıklıklarıyla dolu naif anlatımlı, sürükleyici bir dönem kitabı.” Mina Urgan ise Sait Faik’i en iyi anlatan kişi olarak öne çıkıyor: “Ah be Sait… Kendini yalnızlığa mahkum ettin sen. Sevdiğin kadınlar bile seni daha fazla yalnızlaştırmak için hayatındalar. Paylaşmak için değil, savaşmak için seviyorsun onları. Kendinden alamadığın intikamı, onlar alsın istiyorsun. Bu sevmek değil ki…”
Kitabın adı ise Asaf Timuçin’den esinlenmiş: “Yalnız hatta Yapayalnız.” Yazar Özlem Esmergül’ü kutlarım. Sait Faik Abasıyanık üzerine yaptığı araştırma sonucunda 392 sayfalık bu romanı soluksuz bir şekilde okudum. Şiddetle tavsiye ederim.