MANŞETLER

Kulak Memesi Üzerindeki Frank Çizgisi Kalp Hastalığının İşareti Olabilir mi?

Kulak Memesindeki Frank Çizgisi ile Koroner Arter Hastalığı Arasındaki İlişki

Kulak memesinde 45° açılı çizgisi bulunanlar dikkat! Frank çizgisi olarak da bilinen bu çapraz çizgi, kalp-damar hastalıkları açısından bir işaret olabilir. Dünya genelinde yapılan önemli çalışmalar, kulak memesindeki Frank çizgisinin koroner arter hastalığı arasında bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor.

Prof. Dr. Okuyan, elimizdeki bilimsel verilerin, kalp-damar hastalığı için bilinen bir mekanizma olan oksidatif stresin ve kalp damarlarının içini kaplayan intima tabakası ile kalp damarlarının ortasındaki media tabakasının kalınlaşmasına bağlı olarak kulakta cilt değişiklikleri olduğunu söylüyor ve en kabul gören mekanizmanın da bu olduğunu belirtiyor.

Kulak memesinde çizgi olanlarda koroner arter hastalığının ciddiyetinin daha fazla olduğunu gösteren bazı bulgular var. Kulakta kıkırdak doku olması sebebiyle, serbest radikallerin oluşturduğu hasar ve kan damarlarının iç ve dış tabakasındaki kalınlaşmasıyla oluştuğu düşünülüyor dedi.

Kulak memesindeki çapraz çizginin damarlardaki erken yaşlanmanın bir belirtisi olduğunun da düşünüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Okuyan, çizginin, damar yaşının kötü anlamda göstergesi olduğu savunuluyor. Ciltte ve damarlardaki elastik liflerin kaybıyla birlikte bu çizginin erken yaşlanmanın bir belirtisi olduğu ifade ediliyor.

Geniş popülasyon çalışmaları, gerçekten de bu çizginin koroner arter hastalığı risk faktörü olduğu veya var olan koroner arter hastalığını bize gösterebileceğini düşündürüyor. Bunun beyin-damar hastalıklarıyla ilişkisi araştırıldığında da ilişkili olduğuna dair bazı verilere rastlanmıştır.

Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nden Prof. Dr. Çağrı Yayla ve arkadaşları tarafından yapılan araştırmada, anjiyo yapılan kalp krizi geçirmiş hastalarda, koroner arter hastalığı ile Frank çizgisi ilişkili bulunmuştur. TÜRKİYE DE DE ARAŞTIRILDI.

Ateroskleroz (damar sertliği) artık genç yaşlarda da görülüyor. İnsanların bulaşıcı olmayan hastalıklardan hayatlarını kaybetmesinin sebebi ateroskleroz ve buna bağlı ortaya çıkan kalp-damar sistemi hastalıklarıdır. Ölüm sebepleri bulaşıcı hastalıklardan kronik hastalıklara evrildi. Bu kronik hastalıkların önemli bir bölümü aslında modifiye edilebilen risk faktörlerinin yarattığı hastalıklardır.

Artık 2 yaşındaki bir bebeğin damarlarında bile aterosklerozun başlangıcını oluşturan köpük hücreleri gösterilmeye başlanmıştır. Ateroskleroz beslenme alışkanlığımıza bağlı olarak daha 2 yaşından itibaren ortaya çıkabiliyor. Özellikle de ailevi riski yüksek olan, hareketsiz bireylerde kilidaki çizginin daha riskli olduğu öne sürülmektedir.

30 lu yaşları geçtikten sonra Frank çizgisi olsun olmasın toplum olarak tansiyonumuzu zaman zaman ölçtürmemiz gerektiğine dikkate çeken Prof. Dr. Okuyan, Kolesterolümüze, kan yağlarımıza, şekerimize baktırmamız ve tansiyon ölçtürmemiz gerektiğini vurgulamaktadır. Hastalık ortaya çıkmadan gerekli önlemleri alarak ilerlemesini durdurabilir ve daha sağlıklı bir yaşam sürdürebiliriz.

Türkiye’de kalp ve damar hastalıkları görülme oranının çok yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Okuyan, Kalp-damar sistemi hastalıklarının önlenmesi için basit tedbirlerin alınabileceğini vurgulayarak, hastalık ortaya çıkmadan önleyici tedbirlerin alınmasının önemini vurgulamaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu