Su kaynaklarında ciddi bir azalma öngörülüyor: Bakanlığın son raporuna göre suyumuz 6 yılda %20 azalacak.
Su Potansiyeli Hesapları ve Su Krizi Tehlikeleri: 2030 ve Sonrası
2030 yılında su kaynaklarımızda %20’lik bir azalma beklenirken, 2070 ve 2100 yıllarında su kıtlığı riski artmaya devam edecek. Ortalama sıcaklıkların 4 ila 6 derece arasında artması ve bunun özellikle doğu ve güneydoğuda hissedilmesi bekleniyor. Sıcak hava dalgalarının artarak 15 günden 200 güne çıkmasıyla su stresi, özellikle yaz aylarında yaygınlaşacak.
Yüzyılın son çeyreğinde karla kaplı alanlarda yaşanacak olan azalma ve su stresinin artışıyla birlikte, kişi başına düşen kullanılabilir su miktarının 2030’dan itibaren 1000 m3’ün altına düşmesi bekleniyor. Bunun sonucunda su açığı yaşanacak 15 havzada tarımsal üretim risk altına girecek ve gıda arzı sorunları baş gösterecek.
2033’e kadar bütün belediyelerde su kayıp oranının yüzde 25’in, 2040’a kadar da yüzde 10’un altına çekilmesi hedeflenirken, su verimliliğini artırmak için binalarda su tasarrufu önlemleri alınacak. Bu adımlar, su kaynaklarını koruma konusunda önemli bir adım niteliği taşıyor.
Kuraklık risklerini en aza indirmek amacıyla kuraklık erken uyarı sistemleri hayata geçirilecek ve su yönetim planları sıkı bir şekilde uygulanacak. Kişi başına günlük su tüketim miktarının azaltılması, yağmur suyu ve diğer alternatif su kaynaklarının kullanımının artırılmasıyla su tasarrufu sağlanması hedefleniyor.
Toplum sağlığını da tehdit eden iklim krizi, özellikle böbrek hastalıklarının artmasında etkili olabileceği belirtiliyor. Artan sıcaklık ve su kıtlığı, böbrek sağlığını olumsuz etkileyerek sağlık harcamalarını artırabilir. Bu nedenle çevre ve su kaynaklarının korunması, su tüketiminin kontrol altında tutulması, ve iklim değişikliğiyle ilgili önleyici tedbirlerin alınması büyük önem taşıyor.