Yapay zeka ile üretilen sahte içerikler seçimleri manipüle etme tehdidi altında: Daha büyük bir demokratik felaket mi kapıda?
Derin Sahtecilik ve Dezenformasyon Tehlikesi Seçimler Üzerinde Büyük Bir Gölge Oluşturuyor
2016’da Beyaz Saray yarışı sırasında gündeme gelen sahte haberlerin ardından, seçimlere yönelik manşetlerin hakimi haline gelen bir başka tehlike ortaya çıktı: dezenformasyon ve derin sahtecilik. Arjantin’deki seçim öncesi, ABD Başkanı Joe Biden’ın ses kaydının manipüle edildiği gibi yapay zeka tarafından üretilen sahte içeriklerin ortaya çıkması, gelecekte daha büyük tehlikelerin habercisi olabilir.
Dünya Ekonomik Forumu, yanlış bilgilendirme ve dezenformasyonun önümüzdeki dönemin en büyük küresel risklerinden biri olarak belirlendi. Deepfake teknolojisinin giderek güçlenmesi, siber suçluların, kötü niyetli siyasi aktörlerin ve hacktivistlerin manipülatif kampanyalar yürütme becerilerini artırıyor.
Sentetik içeriklerin kullanımıyla bireyleri manipüle etmek, ekonomilere zarar vermek ve toplumları parçalamak kolaylaşıyor. ChatGPT ve GenAI gibi yapay zeka araçları, deepfake teknolojisinin yönlendirdiği manipülasyon kampanyalarını yaygınlaştırıyor.
Özellikle seçim süreçlerinde deepfake’ler, seçmenlerin güvenini sarsmak için kullanılabilir. Sahte ses ve video içerikleriyle siyasi partiler veya adayların destekçilerini etkilemek, rakiplerine avantaj sağlayabilir.
Teknoloji firmaları, deepfake tehdidine karşı nasıl mücadele ediyor? YouTube ve Facebook’un, seçimlere müdahale amacı güden deepfake içeriklere yavaş yanıt verdiği belirtiliyor. OpenAI ise sahte içerikleri zorlaştırmak için dijital kimlik bilgileri uygulamayı planlıyor.
Ancak endişeler var: Teknolojik müdahalenin yetersiz ve geç kalacağı korkusu, seçim süreçlerinde sahte içeriklerin hızla yayılmasının önüne geçilemeyeceği endişesini artırıyor. Özellikle WhatsApp grupları ve robot aramalar gibi kapalı ağlarda dolaşan sahte ses ve video içeriklerinin tespit edilmesi ve çürütülmesi oldukça zor olabilir.
