Menopozdan sonra kanama, kadınların %10’unda görülüyor
Kadınların Menopoz Dönemindeki Kanama Durumu
Kadınların üreme döneminin sona erdiği bir süreç olan menopoz, genellikle 45 ila 55 yaş arasında ortaya çıkar. Menopoz döneminde bazı kadınlar vajinal kanamalarla karşılaşabilir. Menopoz dönemindeki bu kanamaların nedenleri ve alınabilecek önlemler hakkında bilgi veren Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Doç. Dr. İrem Küçükyıldız, bu durumun genellikle endişe verici olduğunu belirtiyor.
Doç. Dr. Küçükyıldız, menopozun bir kadının adet görmemesi sonucunda başladığını ve östrojen hormonunun azalması ve folikül uyarıcı hormon (FSH) değerlerinin yükselmesiyle sonuçlandığını söylüyor. Menopoz döneminde östrojen azalmasıyla birlikte ateş basması, terleme ve uyku düzensizlikleri gibi değişikliklerin yaşandığını belirtiyor. Ayrıca menopoz dönemi, kadınlarda bazı kanser risklerinin arttığı bir dönemdir.
Menopozun zamanlaması ise ırk, genetik özellikler, yaşam tarzı ve etnik köken gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Gelişmiş ülkelerde yaşayan kadınlarda menopoz genellikle 50-52 yaşlarında görülürken, Türkiye’de bu yaş ortalama 47 olarak bildirilmiştir.
Menopoz sonrası kanama (PMB), menopoz döneminde olan kadınlarda görülen rahim kanamasını ifade eder. Bu durum, genel popülasyonun neredeyse yüzde 10’unu etkileyen önemli bir tıbbi sorundur. Menopoz dönemindeki kanamalar önemlidir, çünkü tüm kanamalar anormaldir. Bu şikayeti yaşayan kadınların en kısa zamanda bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurması gerekmektedir.
Menopoz sonrası kanamalar çoğunlukla iyi huylu nedenlerden kaynaklanabilir, ancak özellikle rahim kanseri mutlaka düşünülmeli ve bu yönde incelemeler yapılmalıdır. Menopoz sonrası kanamaların yüzde 90’ından fazlasının iyi huylu patolojilerden kaynaklandığı belirtilmektedir. Bu nedenler arasında rahim polipleri, rahim ve vajinal küçülme, rahim büyümesi, ilaç kullanımı, enfeksiyonlar ve kanser bulunabilir. Kanaması olan hastaların yaklaşık yüzde 10’unda rahim kanseri izlenir.
Rahim kanseri ihtimalinin dışlanmasının birincil amaç olduğu belirtilmektedir. Bu amaçla vajinal ultrason ve endometrial biyopsi yöntemleri kullanılmaktadır. İkincil amaç ise rahim dışı kanama kaynaklarını ve diğer intraabdominal durumları dışlamaktır.
Menopoz sonrası dönem kanama tedavileri, nedenlere bağlı olarak farklılık gösterebilir. Atrofi kanamalarında östrojen yerine koyma, endometrial hiperplazi tedavisinde progestin kullanımı tercih edilebilir. Enfeksiyon ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların tedavisinde ise antibiyotikler ve antimikrobial ilaçlar kullanılabilir. Polipler ve miyomlar histeroskopi ile müdahale edilebilir. Jinekolojik kanser durumlarında ise rahim alınması cerrahisi uygulanır.