MANŞETLER

“1857 yılında alevlenen eşitlik mücadelesi hala devam ediyor”

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün Kökeni ve Kadınlar İçin Güvenlik ve Eşitlik Mücadelesi

Eşit işe eşit ücret talebiyle başlayan kadınların New York’ta çıkan yangında hayatını kaybetmesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün başlangıcını oluşturdu. 40 bin kadın tekstil işçisinin daha iyi çalışma koşulları talebiyle başlattığı grevde fabrikaya kilitlenen 129 kadın işçi yangında can verdi. 1910’da Kopenhag’da gerçekleşen toplantıda, o kadın işçilerinin anısına, uluslararası alanda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kabul edildi.

O günden bu yana geçen 167 yılda, kadınlar hala eşit işe eşit ücret talep ediyor ve yaşanabilir bir hayat istiyor. Ancak maalesef, dünya genelinde kadınlar hala şiddet görmekte. UN Women verilerine göre, 2022’de dünya çapında 48 bin 800 kadın tanıdıkları tarafından öldürüldü, ve 736 milyon kadın fiziksel, cinsel veya psikolojik şiddete maruz kaldı. Türkiye’de ise Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, 2024’e gelindiğinde 71 kadın cinayete kurban gitti.

Kadınlar sokakta yürürken kendilerini güvende hissetmiyor. TÜİK’in yayımladığı Yaşam Memnuniyeti araştırmasına göre, kadınların yalnızca yüzde 11,3’ü gece yürürken kendilerini çok güvende hissediyor. Yaşadığımız dünyada kadınların güvenliğini sağlamak için cinsiyet eşitliği, yasal koruma ve şiddetle mücadele politikaları gibi faktörlerin önemli olduğu unutulmamalıdır.

Kadınlar için en güvenli ülke Danimarka olarak belirlenirken, en kötü şartlara sahip ülkeler arasında Afganistan başı çekiyor. Bu faktörler, kadınların güvenliğini etkileyen önemli unsurlardır ve kadın haklarına saygı, adalet, güvenlik gibi konular önemsenmelidir. Elbette, küresel anlamda cinsiyet eşitliğinin sağlanması için daha fazla adım atılmalı; Georgetown Üniversitesi ve Uluslararası Barış Enstitüsü tarafından hazırlanan endeksler bu konuda yol gösterici olabilir.

Dünyadaki hiçbir ülke henüz tam anlamıyla kadınlara erkeklerle aynı fırsatları sunmuyor. World Bank raporuna göre, cinsiyet eşitliğinin sağlanması küresel ekonomiyi büyük ölçüde olumlu etkileyebilir. Ancak, mevcut durumda kadınlar hala erkeklerin kazandığı paraların daha azını alıyorlar. Global Gender Gap raporu ve benzeri çalışmalar, 131 yıllık bir zaman diliminin gerekebileceğini gösteriyor ve bu da cinsiyet eşitliğinin hala ne kadar uzak olduğunu gözler önüne seriyor.

Nihayetinde, kadınların sadece rakamsal eşitlik değil, aynı zamanda güvenlik, adalet ve saygı hak ettikleri unutulmamalıdır. Kadınların sesine kulak vermek, onların güvenliğini sağlamak ve cinsiyet eşitliğini desteklemek hepimizin sorumluluğudur. Bu yolda atılan her adım, daha adil bir dünya için önemli bir ilerlemedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu