Kulis çalışanlarına duyurulur: Yepyeni bir başlangıç için hazır olun, “Sahne Teknisyenliği Programı” başlıyor!
Sanat ile Gerçekliğin Sınırlarında Bir Yolculuk: PSM Akademi ile Sahne Teknisyenliği Programı
Sanatın sonuyla ilgili savlardan biri tıkanmıştı: Sanatla gerçekliğin birbirinden ayırdedilemez olduğu durumlar. Sanat ve gerçeklik arasındaki sınırlar, Amerikalı sanat eleştirmeni Arthur Coleman Danto’nun “Sanat Nedir?” kitabında tartışılır. Sanatın ne olduğunu tanımlamanın neredeyse imkânsız olduğunu, seçeneklerin sonsuzluğunu vurgular. Ancak, her şeyin sanat olabileceği düşüncesi, her şeyin zaten sanat olmadığı anlamına gelir. 2024’e bakınca, sanatın varlığını besleyen emekçilerin önemli bir adım attığını görüyoruz. İstanbul’da, Bahçeşehir Üniversitesi ve Zorlu PSM iş birliğiyle Sahne Teknisyenliği Programı başlatıldı.
Program, konserden tiyatroya, müzikalden operaya kadar geniş yelpazede eğitim sunarak sanatseverlerle sahne teknisyenleri arasında köprü oluşturmayı hedefliyor. Sahne arkasındaki teknik çalışmaları yürüten profesyonellerin eğitimine odaklanan program, son teknolojik gelişmeleri de göz önünde bulundurarak, yetkin teknisyenlerin yetiştirilmesini amaçlıyor. Modern tiyatro terminolojisinden temel elektrik bilgisine, ışık ve ses sistemlerinden marangozluk ve otomasyona kadar geniş bir alanı kapsayan program, katılımcılara teorik ve pratik eğitimler sunacak.
PSM Akademi ile Sahne Teknisyenliği Programı, sektöre nitelikli işgücü kazandırmayı hedefleyen bir adım olarak ön plana çıkıyor. Programın içeriği; iş güvenliği, temel elektrik bilgisi, uygulamalı ışık ve ses sistemleri gibi başlıkları içerirken, eğitim katılımcıları sahne teknisyenliği hakkında temel konularda bilgilendirme ve deneyim kazandırma amacı güder. BAU ve Zorlu PSM iş birliğiyle yürütülen program, kimlerin katılabileceği ve programın geleceği konusunda da önemli adımlar atmaktadır.
Sanatın sınırlarını zorlayan ve teknik bilgiye dayalı eğitimlerle sektöre yenilikçi bakış açıları getirmeyi amaçlayan PSM Akademi ile Sahne Teknisyenliği Programı, gelecekte sektöre büyük katkılar sağlayacak gibi görünüyor. Program, sadece İstanbul’da değil, farklı şehirlerde de benzer projelerle genişleyerek sektöre yeni yetenekler kazandırmayı hedefliyor. Gelecek hedefleri arasında daha ileri seviyedeki programlarla sektöre nitelikli insan kaynağı sağlamak ve kültür-sanat dünyasında daha güçlü ve yüksek standartlarda bir etki yaratmak yer alıyor. Öncesinde hiç iç açıcı olmayan verilere rağmen, bu programla sektördeki işgücü eksikliğine önemli bir çözüm getirilebileceği umut ediliyor.
