Türkiye’nin Afrika ile Neye İhtiyaç Duyduğu: Siyasi Tarihimiz Işığında Bir Bakış
Türkiye-Somali Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması
Türkiye ile Somali arasında imzalanan Savunma ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması kapsamında, Türkiye’nin Somali karasularını 10 yıl boyunca koruması ve deniz kaynaklarının gelişimine katkıda bulunması öngörülüyor. Bu anlaşma, Türkiye – Afrika ilişkilerini yeniden gündeme getirirken, birçoğu için olumlu bir adım olarak değerlendiriliyor.
Ancak, Afrika denildiğinde akla gelen terör, salgın hastalıklar ve askeri darbeler gibi olumsuzluklar, bazı çevrelerde endişe yaratmaya devam ediyor. Türkiye’nin Afrika politikaları incelendiğinde ise, Osmanlı Devleti’nin 16. yüzyılda Afrika kıtası ile ilk temas kurduğu ve yaklaşık dört yüzyıl boyunca bölgede etkili olduğu biliniyor.
19. yüzyılda yaşanan savaşlar sonrasında Osmanlı’nın Afrika’daki etkisi azaldı ve bölge Avrupa’nın sömürgesi haline geldi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte Afrika ile ilişkiler istenilen düzeyde olmadı. Ancak 2000’li yıllardan itibaren, Türkiye Afrika’da yeni atılımlar yapmaya başladı.
2002’de 12 olan Türkiye’nin Afrika’daki büyükelçilik sayısı günümüzde 44’e yükselerek, Fransa’dan sonra kıtada en fazla büyükelçiliğe sahip ülke konumuna geldi. Türkiye, Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri gibi Afrika’yı sadece sömürülecek topraklar olarak görmeyip, sivil toplum kuruluşlarıyla bölge halkının yanında yer alarak farkını ortaya koyuyor. Bu durum, Türkiye’nin Afrika’da daha geniş bir dostluk ağı oluşturmasına olanak sağlıyor.