“Çok Geçtiğimiz Artık Gözümüzde”
Türkiye Hızla Yaşlanıyor: Demografik Değişimin Yükselen Hızı
Türkiye, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki uzun süreli demografik değişimleri birkaç on yılda tamamlıyor. Genç nüfusuyla övünen ülke, hızla yaşlanma sürecine girdi. 2018’de 65 yaş ve üstü nüfus 7 milyon 186 bin 204 kişi iken, son beş yılda %21,4 artarak 2023’te 8 milyon 722 bin 806 kişiye yükseldi. 2018’de yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı %8,8 iken, 2023’te %10,2’ye çıktı. Nüfus projeksiyonlarına göre, yaşlı nüfus oranının 2030’da %12,9, 2040’ta %16,3, 2060’ta %22,6 ve 2080’de %25,6 olması bekleniyor.
Türkiye’nin yaşlı nüfusa oranının artmasıyla birlikte “yaşlı ülke” sınıfına girme süreci hızla ilerliyor. 2009’da %7 oranını geçen ülke, “çok yaşlı ülke” statüsüne sadece 14 yılda ulaştı. Nüfusun yaşlanmasıyla ilgili göstergelerden olan ortanca yaş 2018’de 32,0 iken, 2023’te 34,0’a yükseldi. Ortanca yaş erkeklerde 33,2, kadınlarda ise 34,7 oldu.
Türkiye’nin yaşlı nüfusa oranı diğer ülkelere göre hala görece düşük olsa da, demografik fırsat penceresinin 2040’ta kapanacağı öngörülüyor. Bu süreçte, ekonomik büyümeyi hızlandırmak ve sosyal güvenlik konularında önlemler almak ülke için kritik bir öneme sahip.
Dünya genelinde yaşlı nüfus oranı %10,0 seviyesinde iken, gelişmiş ülkelerde bu oran %20’nin üzerinde bulunuyor. Türkiye’nin yaşadığı hızlı demografik değişim, yaşlı bağımlılık oranında da kendini gösteriyor. 2023’te çalışma çağındaki her 100 kişiye düşen yaşlı sayısı 15,0 iken, bu oranın 2030’da %19,6, 2040’ta %25,3, 2060’ta %37,5 ve 2080’de %43,6’ya çıkması bekleniyor. Türkiye’nin yaşlı bağımlılık oranındaki artış Fransa’nın 100 yılda yaptığını 30 yılda gerçekleştirmesiyle dikkat çekiyor.
Türkiye’nin demografik yapısındaki bu hızlı değişim, sosyal ve ekonomik alanlarda yeni politika gereksinimlerini beraberinde getirirken, geleceğe yönelik planlamaların önemini bir kez daha vurguluyor.