Taş Kağıt Makas: Hayatın Oyunu isimli program, seyircileri büyüledi! Hukuk fakültesinden birincilikle mezun oldu.
Diziye Dair Heyecan Dolu Gelişmeler:
Dizinin yeni bölümünde; Harun ile görüşmesi kötü geçen Fecir, amcaoğlundan şüphelendi ve ona saldırdı. Amcaoğlu, “Olaylar beni aştı, seni baban korudu” diyerek kendini savundu. Babasının kitap tanıtımına giden Fecir, büyük bir çaresizlikle yüzleşmeyi bekledi.
Büşra’yı öldürmek istemediğini söyleyen Fecir, babasının şiddetine maruz kaldı. Bünyamin, Fecir’i kırbaçla dakikalarca dövdükten sonra oğlundan o gece yaşananları tek tek anlatmasını istedi. O gece ‘Güzel bir ece olsun istedim, sen geceyi kana buladın’ diyen Fecir’in Büşra’yı öldürdüğü ortaya çıktı.
Sabah olduğunda Fecir’in olduğu konuma giden amcaoğlu Azad, ikiliyi yerde kanlar içinde yatarken buldu. Fecir’in geceye dair hiçbir fikri yoktu. Tek amacı babasını kurtarmak olan Umut, evden çıktığında Alev ile karşılaştı. Her geçen gün Umut’a biraz daha yaklaşan Alev; işe evin duvarındaki yazıları silmekle başladı.
Boyayı bitirdikten sonra hapishaneye babasını ziyarete giden Umut, onunla uzun uzun konuştu. Kazandığı davalarla ünlü olan Harun, zaferlerine bir yenisini daha ekledi. Harun müvekkili ile kutlama yemeğine çıktı ve gittiği mekanda Savcı Süreyya’yı gördü.
Hem heyecanını hem de Süreyya’ya karşı olan duygularını gizlemekte güçlük çeken Harun, kendini sürpriz bir teklifin ortasında buldu. Çaresiz kaldığı her an Alev’in yardımıyla ayağa kalkan Umut, duygularını itiraf etti. Rıza’yı kurtarmak için gerekli delilleri bulan Harun, duruşmadan dakikalar önce Kadir ile görüştü.
Kadir, Harun’dan davayı kaybetmesini istedi. Harun’u ikna etmek için her yolu deneyen Kadir, en büyük kozunu sona sakladı: ‘Ya bu davayı kaybedeceksin ya beni…’
Babasının yerine koyduğu Kadir’in sözleri ile köşeye sıkışan Harun kararını verdi. Rıza’nın davasında tanık olarak dinlenen Umut, ellerinde Fecir’in Büşra’yı öldürdüğünü itiraf ettiği videonun olduğunu söyledi. Harun ise çaresiz bir şekilde bu iddiayı yalanladı.
Günün sonunda mahkemeden Rıza’nın tutukluluk haline devam kararı çıkarken, duruşma ileri bir tarihe ertelendi. Kızının odasında Emirkıran Holding’e ait bir not bulan Haydar, vakit kaybetmeden adliyeye koştu. Haydar, elindeki belgelerle Savcı Süreyya’dan yardım istedi.
Büşra’yı öldüren kişinin Fecir olduğunu bilen Umut, gerçekleri anlatmak için Haydar’ın evine gittiğinde acılı babayı ipte asılı halde buldu. Büşra Korkmaz cinayetinin son duruşmasında, bütün oklar Rıza’yı gösterdi.
Yalancı şahitlerin de art arda verdiği ifadeler sonucu Rıza Tanrıkulu ağırlaştırılmış müebbet ile cezalandırıldı. Mahkeme salonundan çıkarılırken Umut babasına sıkı sıkı sarıldı. ‘Seni bırakmayacağım baba.’
Kaybedilen davanın ardından Harun’dan ilk hesap soran Alev oldu: ‘Bu hayatta en çok sana güvendi… Söyle kaça sattın onu?’ Umut ile babasını yarı yolda bırakmanın vicdan azabını çeken Harun, Kadir’e tavır koydu: ‘Bir daha hiç temizlenmeyecekmişiz gibi kirlettin bizi abi…’
Alev’den sonra Harun’un ofisine giden Umut da avukatından hesap sordu: ‘Bu hayat benden annemi aldı, abimi aldı… Bir babam kalmıştı onu da sen aldın. Değdi mi aldığın paraya?’ Babasını kurtarmak için yemin eden Umut, Harun’u derin bir mutsuzluğun içine attı.
Görüş gününde babasını ziyarete giden Umut, onu kurtaracağına dair söz verdi. Rıza’nın oğluna tek bir nasihati vardı: ‘Siyah ayakkabılarımı kapının önüne koy, seni evde yalnız sanmasınlar…’
Karara itiraz için adliyeye giden Umut, avukat Nevzat ile karşılaştı. Nevzat, ‘Senin baban katil falan değil, yürüyen masumiyet’ diyerek Umut’a destek oldu. Alev ile Savcı Süreyya’nın konuşmasına şahit oldu. Umut ikinci yıkımı Alev’in ağzından çıkanları duyduğunda yaşadı… ‘Senin baban masum değil Umut! Bunu kabullenmen lazım.’
Dizinin final sahnesinde; Hırs yapan ve üniversite sınavlarına giren Umut, hukuk fakültesini birincilikle bitirdi ve Türkiye’nin en iyi avukatlarından biri oldu. Yıllar sonra İstanbul’a geri dönen Umut, kendisinden desteğini bir an olsun esirgemeyen Neşet’e planlarından bahsetti: ‘Onlar bize yaptıkları her şeyi unuttu ama ben hiçbir şeyi unutmadım. Rahat uyumak yok artık. Kurdukları huzuru başlarına yıkmaya geldim!’