Yüzyıllık gelenek: ‘Her yıl kutlanıyor…’
Topkapı Sarayındaki Kutsal Emanetler ve Hz. Muhammed’in Hırkası
Topkapı Sarayı’ndaki en değerli eserlerin çoğu, Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethinden sonra getirilen Hz. Muhammed’e, sahabelere ve peygamberlere ait eşyalardan oluşmaktadır. Kutsal emanetler, Has Odanın Mukaddes Emanetler Dairesinde bulunmaktadır. Osmanlı zamanında bu emanetler genellikle ramazan aylarında halkın ziyaretine açılmış, ancak kimseye dokunmalarına izin verilmemiştir.
Altın sandıktaki en kıymetli eser ise Hz. Muhammed’in Hırka-i Saadet adı verilen hırkasıdır. Siyah yünlü kumaştan geniş kollu olan bu hırka, iç kısmı krem renkli kaba bir kumaşla kaplıdır. Hz. Muhammed, bu hırkayı sırtından çıkararak şair Kâb Bin Züheyre’ye bağışlamıştır. Mısır’ın fethinden sonra İstanbul’a getirilen hırka, altın bir sandık içinde muhafaza edilmektedir.
Yavuz Sultan Selim’den başlayarak 1922’ye kadar her ramazan ayının 15. gününde, Hz. Muhammed’in hırkası çıkartılır ve İslam halifesi olan sultan tarafından yüze sürülürdü. Davetliler, hırkayı öperken üzerine serilen mendilleri hediye olarak alırdı. Mendillerin dokusu ise pamuk, keten ve ipekten yapılmış olup sıklığıyla dikkat çekerdi.
Kutsal hırka töreni, 15. gün ritüeliyle sınırlı kalmazdı. Örneğin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ziyaretinde, Kadir Gecesi’nde büyük bir dualı tören düzenlenmiş, Hz. Muhammed’in hırkası dualarla çıkarılırken tüm katılımcılar beyaz eldivenler takmış ve kutsal hırkaya zarar gelmemesi için özen göstermiştir.
Destimal törenine davet edilenler arasında hayırseverler, yoksullara yardım edenler, burs verenler ve mimari eserler inşa edenler de bulunurdu. Tören sırasında üzerindeki yazılarla Hz. Muhammed övgüsü yapılan destimal mendillerinin simgesel anlamı büyüktü. Bu törenler, Osmanlı’nın sosyal hayatının ve dini ritüellerinin önemli bir parçasını oluştururdu.
Destimal-i Şerife sahip olanlar genellikle bu özel eşyalarla birlikte defnedilmeyi vasiyet eder, kutsal emanetlerin anlamı ve değeri nesilden nesile aktarılmaya devam ederdi. The